AIDS nedir?
Kazanılmış bağışıklık yetersizliği hastalığı manasına gelen
kelimelerin baş harflerinden meydana gelmiş olup, HIV denilen bir virüsle
meydana gelir. insan bağışıklık yetmezliği virüsü (HIV), bağışıklık sistemine
yavaş yavaş nüfuz ederek vücudun enfeksiyonlara karşı direncini yok eder ve
bireyi çeşitli enfeksiyonlara ve rahatsızlıklara karşı korunmasız hale
getirerek sonunda ölüme sebebiyet verir.AIDS, hıv enfeksiyonunun son aşamasıdır
ve bu süreçte ölümcül enfeksiyonlara ve kansere sıklıkla rastlanıraids
Oldukça öldürücü seyreden Aids hastalığına yakalananların %
80’i teşhis konulduktan sonraki iki yıl içinde eklenen çeşitli kanserlerden
veya enfeksiyonlardan dolayı ölmektedir. Hastalığın kuluçka dönemi de çok
uzundur. Bu durum teşhisin de çok geç konulabildiğini göstermektedir. Virüsün
alınmasından hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar 2-5 yıl kadar bir
süre geçmektedir. Hastalığın vücutta meydana getirdiği en mühim değişiklik,
bağışıklık sisteminin gittikçe bozulmasıdır. Vücut, gerek mikrobik ajanlara,
gerekse kanser hasıl olmasına karşı immun sistemini çalıştıramamakta yani
müdafaa ve mukavemet edememektedir. Bunun sonucu menenjit, zatürre, dizanteri,
beyin iltihabı (ansefalit), mantar enfeksiyonları ve çeşitli kanser türleri
ortaya çıkarak tabloyu ağırlaştırmaktadır. Hastalığın kendisine has şikayet ve
bulguları yoktur. enfeksiyon ve kanser türlerine göre değişik belirtiler
olabilir.
Ateş yükselmesi, gece terlemesi (3 aydan uzun süreli), kilo
kaybı, halsizlik ve aşırı yorgunluk, yaygın beze büyümeleri (kasıkta ve en az
2-3 değişik yerde), öksürük ile birlikte bütün kan hücrelerinde (akyuvarlar,
alyuvarlar, trombosit) azalma ile kendini belli eder.
Hastalığın kendisine mahsus kan testleri olup, bunlarla
(ELİSA testi ve elektron mikroskobu ile) HİV antijeni ve Aids virüsü tespit
edilerek kesin teşhis konulabilmektedir.
Henüz virüse etkili bir ilaç veya koruyucu bir aşısı
bulunamamıştır. Tedavi, eklenen enfeksiyonlara ve tümörlere karşı olmakta,
dolayısıyla tedavi meydana gelmemektedir.
AIDS’in
risk faktörleri nelerdir?
- Damardan ilaç ve uyuşturucu
alan/kullananlar,
- Hemofilik kimseler,
- Seks işçileri
- Kan ve kan ürünü nakli
yapılanlar,
- AIDS’lilerle cinsel temasta
bulunanlar,
- Sağlık çalışanları,
- Homoseksüeller
- Biseksüeller
- Heteroseksüeller
AIDS' in belirtileri
HIV bulaştıktan sonra, AIDS hastalığı belirtileri kişinin
yaşam koşullarına ve vücut direncine göre birkaç yıl, hatta bazen daha uzun
süre sonra ortaya çıkar. HIV bulaştığı vücutta çeşitli hücrelere, özellikle
CD4T kan hücrelerine yerleşerek çoğalır. Zarar gören CD4T hücreleri giderek azalır
ve bunun sonucu olarak vücudun bağışıklık sistemi yıkıma uğrar. Vücut direnci
zayıflayan hastada, normalde zararsız olan, hafif geçen ya da ender rastlanan
bazı hastalıklar belirir. Ayrıca lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride
tekrarlayan uçuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece
terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük görülür. Tüberküloz, pamukçuk, diğer
bakteri, mantar ve protozoan hastalıkları fırsatçı enfeksiyonlar ortaya çıkar.
Kişide bu belirtilerin ancak birkaç tanesinin bir arada bulunması durumunda
AIDS düşünülebilir. Kaposi sarkomu ve bazı lenfomalar da HIV enfeksiyonunu
düşündüren önemli belirtilerdendir. Kesin tanı için anti-HIV (ELISA) testi
yapılır.
AIDS
Nasıl Tedavi Edilir?
Bu gün için AIDS’in
bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Tedavi uygulanmaktadır fakat, yapılan ilaç
tedavisi yalnızca virüsün çoğalmasını kontrol altına almaktadır. Bunun dışında
özel bir bakım tedavisi yoktur. Hastaların beslenmesine ve hijyenine büyük önem
verilir. Enfeksiyonlara karşı korunma sağlanır, psikolojik destek verilir.
Hastalıktan korunma
- Yaşam biçiminin düzeltilmesi,
- Ortak enjektör kullanılmaması,
- Kontrolsüz cinsel
temastan kaçınılması,
- Kan ve kan ürünleri ile temasta dikkatli
olunması,
- Kan ve organ nakli
işlemlerinde HIV antikoru kontrolünün yapılması,
- Kuaför, piercing, dövme
malzemelerinin sterilizasyonuna dikkat edilmesi,
- Sağlık eğitimi verilmesi, olarak
öngörülür.
Hemşirelik
tanıları:
- Serebral doku enflemasyonuna sekonder ateşe ve baş ağrısına bağlı kronik ağrı
- Hastalığın stresin kronik enfeksiyonların ve beslenme yetersizliğinin etkilerine bağlı yorguluk
- Diyareye bağlı anal dokuların tahrişine bağlı deri bütünlüğünde bozulma
- Kronik diyareye ve özofagal lezyonlara bağlı beslenmede dengesizlik gereksinimden az beslenme
- Kan ve vücut sekresyonlarının bulaşıcı özelliğine bağlı enfeksiyon bulaştırma riski
- Başkalarının reddetmesine yada reddeteceği korkusuna bağlı yalnızlık riski
- Hastalığının getirmiş olduğu prognozun kötü olmasına bağlı yalnızlık riski
- Hastalığın yaşam şekli üzerinde ki algılanan etkilerine ve geleceğin belirsizliğine bağlı anksiyete
- Vücut fonksiyonlarının kaybına ve bunun yaşam şekillerinin üzerine etkilerine bağlı kronik keder
- Ümmin sistemin yetersizliğine bağlı enfeksiyon riski
- Ümmin sistemin yetersizliğine bağlı oral mukoz membranlarda bozulma
- Ümmin sistemin yetersizliğine bağlı oral mukoz membranlarda bozulma


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder