26 Nisan 2015 Pazar

OTİZM

Otizm Nedir?
Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otistik çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler
Bir annenin doğum sonrası çocuğunun (tüm özür grupları dahil olmak üzere) özürlü olma oranı %2dir; Otistik olması oranı ise %0.5′tir (eskiden bu oran 4/10.000 olarak değerlendirilirdi). Bir otistik çocuktan sonra, ikinci çocukta otizmin ortaya çıkması riski %3 dür. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir Her çocuktaki otistik belirtiler ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir, bu nedenle otizmin seviyelerini kategorize etmek güçtür. Ayrıca, Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da bulunmaktadır.
Otizmin Belirtileri Nelerdir?
Otistiklerde, etkilenme dereceleri değişse de, aşağıdaki ortak belirtiler görülür;
  • Sosyal ilişkilerde güçlük Konuşma güçlüğü
  • Sessiz iletişimde zorlanma
  • Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma
  • Değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme
Otizmin tipik özellikleri

Otistik Bir Çocuk,

  • Başkalarına karşı ilgisizdir.
  • Göz temasından kaçınır.
  • Başkaları ile kendiliİinden iletişim kurmaz.
  • İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir.
  • Diğer çocuklarla oynamaz.
  • Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur.
  • Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar.
  • Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz.
  • Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamaz.
  • Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.
Tedavi:
Otizmin tedavisinde kesin bir görüş birliği yoktur. Bireysel, aile,
ortam, davranış, eğitsel, ilaç ve anne yolu ile tedavi yöntemleri
uygulanmaktadır. İlaç tedavisinde nöroleptikler ile ilgili çalışmalar dikkat
çekmektedir. Bu grup içinde en çok araştırılan en güvenli olarak kullanılan
haloperidoldür( 2 mg/gün).Günümüzde, önceleri çok benimsenen bireysel
psikoanalitik tedavinin yerini, giderek davranış ve eğitsel ağırlıklı
tedaviler almaya başlamıştır. Ayrıca otistik çocuğun tedavisinde davranış
tedavi programlarının evde uygulanması için, terapistlerin ana babalara
rehberlik yaptığı, eve dayalı programların diğer tedavi yöntemlerinden daha
etkin olduğunu bildiren yayınlar da vardır(Howlin 1981,Rutter 1985, Akçakın
1996).
Hemşirelik Bakımı:
Çocuk hemşirelerinin yeni doğan ve bebeklik çağı çocuk bakımında
yapacakları fizik muayene ile erken tanıya yardımcı olacakları
düşüncesindeyim. Yeni doğan servislerinde hemşirenin anne bebek iletişimini
sağlayıcı çalışmaları, anneleri bebeklerini kucaklamaya, okşamaya
alıştırmaları ve anne sütü vermeleri konusunda onları yüreklendirmeleri
çocukların ileriki günlerde sağlıklı gelişmeleri bakımından önemlidir.
Annelerin çocuklarını bir yaşına kadar bir sağlık kurumunda kontrol etmeye
götürmelerinin önemi de yenidoğan servislerinde anlatılmalıdır.

Otizmin hemşirelik bakımında ilk adım çocuk ile ilgilenen hemşirenin terapi
ekibi içinde etkin rol almasıdır. Bu çocukların gelişme gösterebilmeleri
için herkesten önce ailelerinin eğitilmesi gereklidir. Aile ile yapılan
görüşmelerde en çok özen gerektiren konular şöyle sıralanabilir:

1- Ailede suçluluk duygusu yaratmamak, 
2 – Gelecekle ilgili umutlarının
dozunu ayarlamak, 
3– Çocukların gösterdiği bireysel farklar ve
farklı gelişim hızları üzerinde durmak, 
4 – Çocuğun özellikleri dikkate
alınarak bilgilendirmek, 
5 – Çocuğun olumlu özelliklerini göstermek, Ailenin
çocuğu ile çalışma konusunda hevesini artırmak, Ailenin sorularına yanıt
vermek.

Aile danışmanlığı sürecinde hemşirenin, anne çocuk etkileşimini gözleyerek
annenin yaşadığı bir güçlük olduğunda ona, nasıl çözeceği konusunda yardımcı
olması gerekir.

Otistik çocuklara bakım verirken oyun terapi ilkeleri ve davranış
tedavisi teknikleri uygulanmaktadır. Hemşirenin de bu teknikleri uygulayacak
bilgi birikimine sahip olması beklenir.

Örneğin otistik çocuklarda en önce giderilmesi gereken bir durum, bu
çocukların kendilerine dokunulmasından hoşlanmamaları ve kucaklanmaktan
kaçınmalarıdır. Bu çocuklara bakım veren hemşire, onların müziğe olan aşırı
ilgilerinden yararlanarak; çok sevdikleri sallanma hareketleri aracılığı ile
vücutlarının çıplak bölgelerine annesinin dokunmasını, onu okşamasını
sağlayarak hem annenin çocuğa yakınlaşmasını sağlar hem de çocuk bir süre
sonra çıplak bölgesinin okşanmasından haz alır ve bu duyguya gereksinim
duyar. Böylece otistik duvar delinmiş, insan ilişkileri başlamış olur. Tabii
bu süre her çocuk için farklıdır.

Dil gelişimi olmayan çocuklar için ise; aileye sabırla hergün bir
yada iki şarkıyı defalarca yineleyerek söylemenin yararlı olacağı
anlatılmalıdır. Özellikle 3 yaş civarında ki çocukların ilk seferde kayıtsız
görünseler de bir süre sonra çocuğun ekolalik konuşmaya geçtiği
görülmektedir.

Otistik çocuklarda bir sorun da davranışlardır. Bu davranışlar; hiç
yüze ve göze bakmama, stereotipik davranışlar, objeleri dağıtma, boşaltma ,
yere atma, çığlık atma, uğuldamadır. Hemşire bu davranışların çocuk ile
kurulacak iletişimi engelleyeceğini bilerek, öncelikle bu davranış üzerinde
durmalıdır. Örneğin, sürekli uğuldayarak ve el çırparak dolaşan bir çocuğu
bazen şaşırtarak, bazen ilgisini çok çeken bir oyuncak kullanılarak yada
sustuğu bir anda ödüllendirerek ilgisini çeken bir aktiviteye geçildiğinde
olumlu yanıtlar alındığı olmuştur (Yavaş 1998).

Bireysel tedavide olan çocuklardan hazır olduğu düşünülen çocuklar
ikinci aşamada grup aktivitelerine katılabilirler. Bu gruplar 4 –5 çocuktan
ve 3 – 4 terapistten oluşmaktadır. Hemşirenin de bu ekipte aktif rol alması
ailenin verilen terapiyi evde uygulayabilmesi açısından önemlidir. Grup
süresi 1.5 saat olabilir. Grubun amacı, çocukların birbiriyle ve
terapistlerle ilişkiye girmelerini sağlama,birlikte çalışabilme, bol uyaran
içinde öğrenme ve isteklerini ifade etmelerine yardımcı olabilmektir.
Grupta, konuşmayla ilgili olarak, geldiklerinde selamlaşma, adın ne sorusuna
yüze bakarak cevap vermelerini sağlama girişiminde bulunulur. Yavaş’a göre,
Konuşma ve iletişim çalışmaları şöyle özetlenmektedir:
1 – Şarkı söyleme,
2 – Beden eğitimi çalışmaları 
3 – Kağıt kalem çalışmaları
4 – Yapboz oyunları
5 – Evcilik eşyalarıyla oyunlar,
6 – Serbest oyunlar,
7 – Elele
tutuşarak oynanan oyunlar,
8 – Eşleşme oyunları,
9 - Renkli hamur
çalışmaları (plastrin),
10 – Resimli kitaplara bakmaktır. 
Bu etkinlikler aracılığı ile hemşire otistik çocuklara bireysel bağımsız yaşam becerilerini öğretebilir. Örneğin el yüz yıkama diş fırçalama hatta sofra kurup kaldırma
yada yumurta , makarna pişirme gibi basit yemeklerin hazırlanması bu
yöntemlerle öğretilebilir.

Otistik çocukların ailelerinin sık sık biraraya getirilmesi, hem
birbirlerinden, hem terapistlerden çocuklarıyla başetme konusunda yardım
almaları açısından önemlidir.Bir ailenin yaşadığı güçlük hep birlikte
paylaşılabilir. Böylece aileler hem birbirlerine destek olmaları, hem de
ortak güçlükleri konusunda duygularını paylaşma ve çözüm yolları bulma
fırsatı oluşturmuş olurlar. Hemşire ailelerin bir araya gelmelerini
sağlayarak onları grup içinde de değerlendirme olanağı bulabilir. Ailelerin
genellikle tedavinin maddi açıdan getirdiği külfet, ekonomik sorunlar,
annelerin sosyal destek yetersizlikleri nedeni ile yaşadıkları tükenmişlik,
aile içinde diğer çocuklar ile yaşanan güçlükler, çocuklarını ihmal etmiş
olabileceklerine ilişkin endişeler, otistik çocukların eğitim sorunları,
büyüme ve buna ilişkin kaygıları vardır. Hemşirenin ailenin sorunlarını
tanımlayarak doğru kanallara yönlendirilmeleri konusunda onlarla işbirliği
halinde olması gerekir.

Araştırmalar eve dayalı programların çocukların eğitiminde oldukça
yararlı olduğunu göstermektedir.Böylece çocuk hem çok iyi tanıdığı kendisine
yakın biri tarafından çalıştırılmakta, hemde eğitimi kendi doğal çevresi
olan evde yürütebilmektedir. Bu düşünce ile hemşirelik hizmetlerinin evde
bakıma yönlendirilme çalışmaları özellikle otistik çocukların bakımında umut
vericidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder